40 yaş üstüne Alzheimer olmamak için ilaç gibi tavsiye
Her gün oku; zihnini canlı tut, Alzheimer olma
Yaşlanırken fiziksel sağlığımız kadar zihinsel sağlığımızı da korumamız gerekiyor. Demans
(bunama), Alzheimer gibi çağın hastalıklarına yakalanmak istemiyorsak zihnimizi canlı
tutmalıyız. Uzmanlara göre bunun en iyi yolu da okumak. İşte Barış Balcı’nın konu ile ilgili
önerileri…
Yapılan araştırmalar insan ömrünün 50-60 yıl öncesine göre yüzde 50’den fazla uzadığını
gösteriyor. Artık ortalama 80’li yaşlara kadar yaşıyoruz. Ancak yaşlanırken fiziksel sağlığımız
kadar zihinsel sağlığımızı da korumak gerekiyor.
Alzheimer, Demans gibi çağın getirdiği bazı modern hastalıklar var. Bu hastalıklar zihinsel
fonksiyonların kaybolması ile ortaya çıkıyor. Sağlığımızı korumak için nasıl ki spor yapıyor,
yediğimiz içtiğimize dikkat ediyorsak; zihinsel sağlığı korumak için de beyni beslememiz, canlı
tutmamız, beyinsel aktiviteleri sürdürmemiz gerekiyor.
Sosyolog ve Eğitim Danışmanı Barış Balcı, zihin sağlığı için özellikle 40 yaştan sonra okumanın
önemine dikkat çekti. Zihni çalıştırmanın ve bunamadan korunmanın en iyi yolunun okumak
olduğunu kaydeden Balcı, şunları söyledi:
40 yaşından sonra beyin sağlığını korumak gerekiyor
“İnsanlar yaş ilerledikçe daha çok kalp ve damar sağlığı ile ilgileniyor. Uzun yaşamak önemli
ama zihinsel sağlıkla birlikte uzun yaşamak daha önemli. Kişi fiziksel sağlığını korumak için bir
şeyler yapıyorsa zihinsel sağlığını korumak için de bir şeyler yapmalı. Beyindeki aktivitelerin
azalması Alzheimer, demans gibi bazı geri dönüşü olmayan hastalıkların oluşmasına
sebebiyet veriyor. İleri yaşlarda bu tür hastalıklara yakalanmamak için zihnimizi aktif
tutmalıyız. Bunun da çeşitli yöntemleri var.
Zihni aktif tutmanın yolları
Beslenme ve egzersiz, sosyalleşmek, insanlarla etkileşim fiziksel sağlığımızı korumamız için
çok önemli. Zihinsel sağlığı korumak için de yapılması gereken eylemler var. Yabancı dil,
enstrüman gibi yeni bir şey öğrenmek, satranç, sanatsal faaliyetler, bulmaca (sudoku)
çözmek bunlardan bazıları. Yeni ilgi alanları bulup zihinde yeni bağlantılar oluşturmamız
gerekiyor ki zihinsel olarak yaşamımızı daha sağlıklı bir şekilde sürdürmemize katkı sağlasın.
Araştırmalar gösteriyor ki; beyin sağlığını korumak için en etkili eylem her gün düzenli olarak
kitap okumak.
En etkili yöntem okumak
Özel bir görüntüleme cihazı (FMRI) ile kişinin beyin faaliyetlerini izliyorlar. Kimi resim çiziyor,
kimi spor yapıyor, kimi video izliyor, kimi enstrüman çalıyor buna benzer faaliyetleri takip
ederken her faaliyetin beyinde bir bölgeyi uyardığı, o bölgeye bazı sinyaller gönderdiği, ancak
kitap okurken zihinde çok daha fazla bölgenin uyarıldığı ölçülüyor. Okumak adeta
sürdürülebilir bir sağlık hizmeti. “Beyni çalıştırmadığımızda fonksiyonlarını yitiriyor
Sosyolog ve Eğitim Danışmanı Barış Balcı, vücudumuz çalışmadığında nasıl ki kaslarımız
özelliğini yitiriyor ve yeteriz hale geliyorsa beynimizin de yeni bir şey öğrenmediğimizde
fonksiyonlarımızı yitirdiğini dile getirdi. Beyin hücreleri arasındaki nöronlar arasındaki
bağlantıları korumak ve geliştirmek için bir şeyler yapmamız gerektiğini anlatan Balcı,
“Beyinde de sürekli kullanmamız gereken alanlar var. Düşünmek, üretmek, hayal etmek, risk
almak, cesaret göstermek, yeni bir yoldan gitmek gibi beyne uyarıcılar göndermemiz
gerekiyor” dedi.
Nöroplastisite yaklaşımına göre beynimiz sürekli değişiyor
Son yıllarda bilim adamlarının ortaya çıkardığı Nöroplastisite kavramından da söz eden Barış
Balcı, Nöroplastitenin göre yeni deneyim ve öğrendiklerimize bağlı olarak beynimizin sürekli
değiştiğini açıkladığını ifade etti. Balcı, “Kişi yeni bir şey öğrenmeye başladığında, yeni bir
deneyim yaşadığında, yeni bir beceri geliştirmeye başladığında beyin hücrelerinde yeniden
canlanma, yeni yollar oluşturma ve yeni bağlantılar kurma ile ilgili süreçler gözleniyor. Beyin
hücreleri şekil ve yapı değiştiriyor. Bu eylemler hayatımızı zihinsel olarak daha sağlıklı
sürdürmemize katkı sağlıyor” diye konuştu.
Okumak stresi azaltıyor; ruha iyi geliyor
Sosyolog ve Eğitim Danışmanı Barış Balcı, kitap okumanın stresi azalttığını ve ruha da iyi
geldiğini söyledi. Balcı şunları söyledi:
“Stres nedeniyle kişi bazen normalde çok kolay yaptığı şeyleri yapamaz hale gelebiliyor. Biraz
yürüyüş, nefes egzersizi iyi olma sürecine katkı sağıyor. Okumak da bazen ilaçlardan bile etkili
olabiliyor. Hatta, kitap okuma yöntemi ile ruh sağlığına fayda sağlayan bir terapi yöntemi bile
var, adına Bibliyoterapi deniyor. Bu yöntemde kullanılan bazı kitaplar ruhsal iyileşme
sürecine katkı sağlıyor. “İyi hissetmek” bu kitaplardan birisi.”
Hangi kitapları okumalıyız?
Barış Balcı kitap seçimi konusunda da şu bilgileri verdi:
“Yemekten örnek verecek olursak kimileri sebze yemeği sever, kimi et sever, kimi Anadolu
yemeklerini sever. Ama bazıları da hepsini sever. Yemek seçmez, her yemeğin farklı lezzeti
olduğunu düşünür.
Kitap okumak da bunun gibi. Bazı kitapları okumayı çok anlamlı bulmayabiliriz, ama okuma
faaliyetinin kendisi, etkileşimde bulunmak, kişinin hayatını daha anlamlı kılmaya katkı
sağlıyor.
Her insanın kendine özgü beğenileri ve ilgi alanları var. Herkes sevdiği tarzda kitaplar
okuyabilir.
Yeni başlayanlara, daha kolay algılanabilecek, içinde çok fazla yabancı kelimeler bulunmayan
kitaplarla başlamalarını öneriyorum.Martı, Küçük Prens, Sol Ayağım, Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Simyacı, Negatif Limanlardan
Pozitif Sulara, İyi Hissetmek ilk etapta tavsiye edebileceğim kitaplar. Bunlardan bazıları çocuk
kitabı gibi gelebilir ama yetişkinlere de çok şey katan kitaplar.
Tabii bu önerilerin dışında herkes kendi ilgi alanına göre kitaplar okuyabilir.”
Her gün oku; zihnini canlı tut, Alzheimer olma
Yaşlanırken fiziksel sağlığımız kadar zihinsel sağlığımızı da korumamız gerekiyor. Demans
(bunama), Alzheimer gibi çağın hastalıklarına yakalanmak istemiyorsak zihnimizi canlı
tutmalıyız. Uzmanlara göre bunun en iyi yolu da okumak. İşte Barış Balcı’nın konu ile ilgili
önerileri…
Yapılan araştırmalar insan ömrünün 50-60 yıl öncesine göre yüzde 50’den fazla uzadığını
gösteriyor. Artık ortalama 80’li yaşlara kadar yaşıyoruz. Ancak yaşlanırken fiziksel sağlığımız
kadar zihinsel sağlığımızı da korumak gerekiyor.
Alzheimer, Demans gibi çağın getirdiği bazı modern hastalıklar var. Bu hastalıklar zihinsel
fonksiyonların kaybolması ile ortaya çıkıyor. Sağlığımızı korumak için nasıl ki spor yapıyor,
yediğimiz içtiğimize dikkat ediyorsak; zihinsel sağlığı korumak için de beyni beslememiz, canlı
tutmamız, beyinsel aktiviteleri sürdürmemiz gerekiyor.
Sosyolog ve Eğitim Danışmanı Barış Balcı, zihin sağlığı için özellikle 40 yaştan sonra okumanın
önemine dikkat çekti. Zihni çalıştırmanın ve bunamadan korunmanın en iyi yolunun okumak
olduğunu kaydeden Balcı, şunları söyledi:
40 yaşından sonra beyin sağlığını korumak gerekiyor
“İnsanlar yaş ilerledikçe daha çok kalp ve damar sağlığı ile ilgileniyor. Uzun yaşamak önemli
ama zihinsel sağlıkla birlikte uzun yaşamak daha önemli. Kişi fiziksel sağlığını korumak için bir
şeyler yapıyorsa zihinsel sağlığını korumak için de bir şeyler yapmalı. Beyindeki aktivitelerin
azalması Alzheimer, demans gibi bazı geri dönüşü olmayan hastalıkların oluşmasına
sebebiyet veriyor. İleri yaşlarda bu tür hastalıklara yakalanmamak için zihnimizi aktif
tutmalıyız. Bunun da çeşitli yöntemleri var.
Zihni aktif tutmanın yolları
Beslenme ve egzersiz, sosyalleşmek, insanlarla etkileşim fiziksel sağlığımızı korumamız için
çok önemli. Zihinsel sağlığı korumak için de yapılması gereken eylemler var. Yabancı dil,
enstrüman gibi yeni bir şey öğrenmek, satranç, sanatsal faaliyetler, bulmaca (sudoku)
çözmek bunlardan bazıları. Yeni ilgi alanları bulup zihinde yeni bağlantılar oluşturmamız
gerekiyor ki zihinsel olarak yaşamımızı daha sağlıklı bir şekilde sürdürmemize katkı sağlasın.
Araştırmalar gösteriyor ki; beyin sağlığını korumak için en etkili eylem her gün düzenli olarak
kitap okumak.
En etkili yöntem okumak
Özel bir görüntüleme cihazı (FMRI) ile kişinin beyin faaliyetlerini izliyorlar. Kimi resim çiziyor,
kimi spor yapıyor, kimi video izliyor, kimi enstrüman çalıyor buna benzer faaliyetleri takip
ederken her faaliyetin beyinde bir bölgeyi uyardığı, o bölgeye bazı sinyaller gönderdiği, ancak
kitap okurken zihinde çok daha fazla bölgenin uyarıldığı ölçülüyor. Okumak adeta
sürdürülebilir bir sağlık hizmeti. “Beyni çalıştırmadığımızda fonksiyonlarını yitiriyor
Sosyolog ve Eğitim Danışmanı Barış Balcı, vücudumuz çalışmadığında nasıl ki kaslarımız
özelliğini yitiriyor ve yeteriz hale geliyorsa beynimizin de yeni bir şey öğrenmediğimizde
fonksiyonlarımızı yitirdiğini dile getirdi. Beyin hücreleri arasındaki nöronlar arasındaki
bağlantıları korumak ve geliştirmek için bir şeyler yapmamız gerektiğini anlatan Balcı,
“Beyinde de sürekli kullanmamız gereken alanlar var. Düşünmek, üretmek, hayal etmek, risk
almak, cesaret göstermek, yeni bir yoldan gitmek gibi beyne uyarıcılar göndermemiz
gerekiyor” dedi.
Nöroplastisite yaklaşımına göre beynimiz sürekli değişiyor
Son yıllarda bilim adamlarının ortaya çıkardığı Nöroplastisite kavramından da söz eden Barış
Balcı, Nöroplastitenin göre yeni deneyim ve öğrendiklerimize bağlı olarak beynimizin sürekli
değiştiğini açıkladığını ifade etti. Balcı, “Kişi yeni bir şey öğrenmeye başladığında, yeni bir
deneyim yaşadığında, yeni bir beceri geliştirmeye başladığında beyin hücrelerinde yeniden
canlanma, yeni yollar oluşturma ve yeni bağlantılar kurma ile ilgili süreçler gözleniyor. Beyin
hücreleri şekil ve yapı değiştiriyor. Bu eylemler hayatımızı zihinsel olarak daha sağlıklı
sürdürmemize katkı sağlıyor” diye konuştu.
Okumak stresi azaltıyor; ruha iyi geliyor
Sosyolog ve Eğitim Danışmanı Barış Balcı, kitap okumanın stresi azalttığını ve ruha da iyi
geldiğini söyledi. Balcı şunları söyledi:
“Stres nedeniyle kişi bazen normalde çok kolay yaptığı şeyleri yapamaz hale gelebiliyor. Biraz
yürüyüş, nefes egzersizi iyi olma sürecine katkı sağıyor. Okumak da bazen ilaçlardan bile etkili
olabiliyor. Hatta, kitap okuma yöntemi ile ruh sağlığına fayda sağlayan bir terapi yöntemi bile
var, adına Bibliyoterapi deniyor. Bu yöntemde kullanılan bazı kitaplar ruhsal iyileşme
sürecine katkı sağlıyor. “İyi hissetmek” bu kitaplardan birisi.”
Hangi kitapları okumalıyız?
Barış Balcı kitap seçimi konusunda da şu bilgileri verdi:
“Yemekten örnek verecek olursak kimileri sebze yemeği sever, kimi et sever, kimi Anadolu
yemeklerini sever. Ama bazıları da hepsini sever. Yemek seçmez, her yemeğin farklı lezzeti
olduğunu düşünür.
Kitap okumak da bunun gibi. Bazı kitapları okumayı çok anlamlı bulmayabiliriz, ama okuma
faaliyetinin kendisi, etkileşimde bulunmak, kişinin hayatını daha anlamlı kılmaya katkı
sağlıyor.
Her insanın kendine özgü beğenileri ve ilgi alanları var. Herkes sevdiği tarzda kitaplar
okuyabilir.
Yeni başlayanlara, daha kolay algılanabilecek, içinde çok fazla yabancı kelimeler bulunmayan
kitaplarla başlamalarını öneriyorum.Martı, Küçük Prens, Sol Ayağım, Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Simyacı, Negatif Limanlardan
Pozitif Sulara, İyi Hissetmek ilk etapta tavsiye edebileceğim kitaplar. Bunlardan bazıları çocuk
kitabı gibi gelebilir ama yetişkinlere de çok şey katan kitaplar.
Tabii bu önerilerin dışında herkes kendi ilgi alanına göre kitaplar okuyabilir.”